top of page

Yaza Hazırlık ve Ekran Savaşları


Bu yıl yaz maceramız biraz daha geç başlıyor. İlk defa yazlık evimize gitmek için oğlumuz Efe’nin okulunun kapanmasını bekliyoruz. Bundan sonraki yıllar için de artık yeni bir kalıbımız var; Efe’nin okul başlangıç, bitiş ve ara yıl tatil tarihleri… Artık yaz tatillerimiz daha başka bir anlam kazanıyor ve ben de kendim ilkokula giderken hissettiğim duyguları yeniden yaşıyorum.

Geçtiğimiz kış İstanbul’daki şehir hayatımızda iki yenilik vardı. Birincisi ana okulu, ikincisi ise hava şartları yüzünden evde geçirilen zamanın uzaması sebebiyle, oğlumuzun ev içerisinde yeni ilgi alanları keşfetmesi. Bahsettiğim ilgi alanı tabii ki video ve çizgi filmler.

İki buçuk yaşına kadar herhangi bir şekilde ekran görmeyen oğlumuz Efe, kaçınılmaz olarak telefon ekranıyla tanışmasının ardından video ve çizgi filmlere fazlaca ilgi duymaya başladı. Özellikle Efe gibi çok hareketli çocukların ev içerisinde hareketsiz ve sessiz kalması kulağa çok çekici gelse de ölçüyü kaçırmamak çok önemli. Çünkü bıraktığınız zaman çocuğunuz saatlerce hipnotize olmuş gibi ekranın karşısına çivilenebiliyor. Biz de bu konuda zorlayıcı günler yaşıyoruz.

Ölçüyü ve kuralları baştan belirlemek, bunları temel alışkanlıkların içerisine yerleştirmek çok önemli. O yüzden kuralları koymalı ve bunları uygulamalısınız. Tabii her zamanki gibi en önemli kural çocuğunuza doğru bir model olabilmektir. Eğer siz saatlerce telefon, bilgisayar ya da televizyon ekranı karşısında oturuyorsanız, o da neden oturamayacağını anlamayacaktır. Bizde de başta daha kontrollü giden durum zamanla evimizdeki bir iPad’ i sadece onun kullanımı için hazırlamamıza kadar ilerledi. Bunu yaparken, en azından telefon ekranından daha büyük bir ekrana baksın ve izledikleri kontrolümüz altında olsun diye düşünmüştük. Ancak iPad’imiz gündelik hayatın vaz geçilmez bir parçası haline gelince günlük ekran süresini azaltabilmek için arayışlara başladık.

Televizyon, tablet ve telefon ekranlarının gücünü kimse inkâr edemez tabii ama önemli olan bu ekranların çocuğunuzun hayatında ne kadar güce sahip olmasına izin vereceğinizdir.

Okul öncesi yıllar, çocuk için müthiş bir zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişim dönemi. Pediatri uzmanları, okul öncesi çocukların ekran ile ilişkilerinin günde bir- iki saati geçmemesi ve eğitici, şiddet içermeyen görüntülerden oluşması konusunda hemfikir olmuşlar. Çocuğunuzun günü, bir ekranın önünde oturmak yerine aktif olarak çevresini, dünyasını keşfederek geçirmesi onun gelişimi için çok daha iyidir. Bununla birlikte, çocuğunuz yaşına uygun, eğitici, zararlı olmayan içerikleri izlerken sizin kazandığınız 30 dakikalık huzurun da her iki taraf için faydalı olduğunu söyleyebilirim.

Bu yıl yaz programımızı yaparken öncelikli hedeflerimizden bir tanesi oğlumuzun açık havada daha çok vakit geçirerek ekrandan mümkün olduğunca uzak kalmasını sağlamak. Böylece İstanbul’a dönmeden önce ekran önünde geçirdiği zamanı iyice azaltmak ve bunu alışkanlık haline getirmek istiyoruz. Bunun için bazı temel iyi alışkanlıkları yerleştirmek gerekiyor.

Tavsiye edilen alışkanlıklardan bazıları şöyle; Televizyonda kanalda gezinmeye izi vermeyin, seçilen bir program bittiğinde, TV'yi kapatın. İzlemediğiniz zamanlarda arka plan gürültüsü için TV'yi kullanmayın. Ailece sofrada yemek yiyin, televizyon karşısında değil. Çocuğunuzun ne bekleyeceğini bilmesi ve ekranı her zaman var olan bir olasılık olarak düşünmemesi için her gün yaklaşık olarak aynı saatte ve sürede izlemesine izin verin. Ve bence en önemlisi; Çocuğunuzla birlikte izleyin. Böylece gördükleriniz hakkında konuşabilirsiniz. Bu yaştaki çocuklar kurgudan gerçeği, program içeriğinden reklamları ayırt edemiyor. Hayal dünyalarını şekillendirirken onların dünyası içerisinde olmanız çok önemli.

Herkes için güzel bir yaz olsun...

Comments


bottom of page